Fiziksel semptomlarımız ruhsal olarak nasıl hissettiğimizle ilgili olabilir. Birçoğunuz gün içerisinde baş, boyun, karın ağrısı ya da mide bulantısı gibi şikayetlerden şikayetçi olursunuz, bu şikayetlerin nedeni hem fizyolojik hem de psikolojik olabilir. Psikosomatik ağrı dediğimiz bu bozuklukları genel olarak ifade edilemeyen, ifade edilemeyen, hatta fark edilemeyen duyguların ifade edilmesi olarak tanımlayabilirim. Dil konuşmazsa beden konuşur. Bu ne anlama gelir? Kısaca bedenin içinde birikmiş olan bu bastırılmış duyguları serbest bırakma ihtiyacının ifadesidir. Vücut tam anlamıyla kusmaya çalışır ve saç dökülmesi, ağrı, ciltte kaşıntı veya egzama gibi tüm bu belirtilerle kendini gösterir. Genel olarak bu somatik ifadeler toplumun yapısına ve yaş dönemine bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. Örneğin okula gitmek istemeyen okul çağındaki bir çocuk, okulda yaşadığı zorbalığı karın ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel belirtilerle ifade etmeye çalışabilir. Bir başka örnek ise kadının psikolojik rahatsızlıklarının ya da duygusal ihtiyaçlarının kabul edilmediği toplumlarda bu duygusal ihtiyaçların baş ağrısı ya da kol ağrısı gibi fiziksel ifadelerle kendini gösterebilmesidir. Çünkü bu fizyolojik ifadeler dil bulduğunda yorgun kişiye dinlenme fırsatı verilebilir. Dolayısıyla bir kadının “yoruldum, artık dayanamıyorum, desteğe ihtiyacım var” yerine “migrenim var” ifadesi hem kişi hem de toplum tarafından daha kolay kabul edilip anlaşılmasının bir yolu olabilir. . Böylece kadının ihtiyaçları bedensel acıları üzerinden görülüyor. Bütün bunlar duyguların sözlü ifadelerden ziyade bedensel ifadelerle ifade edilmesini olumsuz yönde etkiliyor. Düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız bir bütündür. Birlikte hareket ediyorlar. Eğer kendinizi stresli hissediyorsanız düşünce ve davranışlarınız da bu duyguyu destekleyecektir. İnsanlar genellikle şöyle ifadeler kullanırlar; “Bütün gün otursam bile sanki bütün gün taş taşıyormuşum gibi tüm vücudum ağrıyor.” Beden dursa bile zihniniz aslında tüm gücüyle olumsuz düşüncelerle çalışır. Dolayısıyla strese neden olan olumsuz düşünceler aynı zamanda vücutta fizyolojik gerginliğe de neden olur. Gün boyu gergin olan kaslar, savaş-kaç mekanizmasını sürekli aktif tutarak gevşeme moduna geçişi zorlaştırır. Bu durum, sanki bütün gün taş taşıyormuşsunuz gibi kendinizi yorgun ve ağrılı hissetmenize neden olur. İnce düşünce ve duygular aslında size şu mesajı vermeye çalışıyor olabilir; “Şimdi dur, destek al ve rahatla”, sempatik sinir sistemimizden parasempatik sinir sistemimize yani güvende olduğunuza kadar savaş-kaç mekanizmasıdır ve bazılarımız için meditasyon gibi gevşeme egzersizleriyle gevşeme mekanizmasıdır. ve nefes almak bazılarımız için “Bunu yapmak istemiyorum ya da bu davranışların beni rahatsız ediyor.” Ancak erken dönem deneyimlerimiz ve kültürel yapımız nedeniyle bazen duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı tanımakta ve ifade etmekte zorluk yaşayabiliriz. Bu nedenle psikoterapötik destek almanız psikosomatik belirtileri azaltarak hem ruhsal hem de fiziksel sağlığınıza olumlu etki edecektir. Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–