Uzmanlar, depresyon ve obezitenin sıklıkla birlikte ortaya çıkabileceğini söylüyor ve araştırmaların, obez bireylerin depresyona yakalanma riskinin obez olmayan bireylere göre daha yüksek olduğunu gösterdiğini söylüyor. Uzman klinik psikolog Sena Kalaz, obezite ile psikolojik sorunlar arasında bir kısır döngünün bulunduğunun söylenebileceğini söyledi. ““Olumsuz duygulardan kaçınmak için yemeğe yönelme davranışı bile obezitenin seyrini olumsuz etkiliyor.” dedi.Üsküdar NPİSTANBUL Üniversite Hastanesi uzmanı klinik psikolog Sena Kalaz, obezitenin psikolojik nedenlerini değerlendirdi.“Obezitenin oluşmasında psikolojik sorunların rolü büyük.”Deneyimli klinik psikolog Sena Kalaz, obezitenin oluşumunda etkili olan pek çok faktörün bulunduğunu, psikolojik sorunların da önemli rol oynadığını belirterek, şunları söyledi: “Depresyon ve obezite çoğu zaman bir arada görülebiliyor. “Araştırmalar, obez bireylerde depresyona yakalanma riskinin, depresyon yaşamayanlara göre daha yüksek olduğunu, depresyon yaşayanlarda ise obeziteye yakalanma riskinin, depresyon yaşamayan bireylere göre daha yüksek olduğunu gösteriyor. .” dedi.“Sosyal ortamlardan kaçınma obez bireylerde depresyona neden oluyor.”Obezite ile psikolojik sorunlar arasındaki döngüye dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Obezite ile psikolojik sorunlar arasında bir kısır döngü olduğu söylenebilir. Obezite, kişilerin olumsuz duygular yaşamasına neden olurken, olumsuz duygulardan kaçınmak için geliştirilen tutumlar da obeziteye neden olabiliyor. Obezitenin vücut imajı bozukluklarına ve damgalanmaya yatkın olduğu bilinmektedir. İnsanların sizden hoşlanmayacağına dair inanç, obez bireylerde sosyal kaçınmaya neden olur. Sosyal ortamlardan kaçınmak da obez bireylerde depresyon ve diğer bozuklukların gelişmesine yol açabilmektedir. Ancak aşırı kilolu kişiler fiziksel görünüşlerini olumsuz algılayabilir, vücutlarından hoşlanmayabilir ve çoğu zaman bu nedenle başkalarının kendilerini çirkin veya gülünç bulduğunu düşünebilirler. Bu nedenle toplumda farklı algılanan obez bireyler, özgüvenlerinin ve özgüvenlerinin azalmasına, dolayısıyla depresyona daha yatkın olmalarına neden olabiliyor. “Olumsuz duygulardan kaçınmak için yemeğe yönelme davranışı bile obezitenin seyrini olumsuz etkiliyor.” Şu şekilde açıkladı. “Karbonhidrat oranı yüksek besinler stresi azaltıcı etkiye sahiptir”Uzman klinik psikolog Sena Kalaz, duygusal yemenin, bireylerin bu duyguları yönetemedikleri zaman bastırdıkları veya onlardan kaçtıkları, yiyecekleri rahatlamak için kullandıkları ve aç olmasalar bile yemekle meşgul oldukları şeklinde tanımlanabileceğini kaydetti. – Azaltıcı etkisi nedeniyle bireyler bunu her şeyden önce tercih ediyor. “Bu durum obeziteye neden olabilir veya mevcut obeziteyi artırabilir.” “Obezite günümüzün en ciddi sağlık sorunlarından biri”Obezitenin günümüzün en ciddi sağlık sorunlarından biri olduğunu ve gelişmesinde tek bir nedenden bahsetmenin mümkün olmadığını belirten Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, şunları söyledi: “Her ne kadar genetik faktörlerin sağlık obezitesi üzerinde yüzde 40 ila 70 oranında etkisi olsa da Oluşma, obezite sadece fiziksel bir durum değil, aynı zamanda psikososyal bir sorundur. hedefler ve hastanın öğrendiklerini uygulamasına destek olmaktır.” dedi.“Beden imajıyla ilgili olumsuz duygulara sahip gençlere sosyal destek verilmeli.”“Sosyal medyanın özellikle ergenlik çağındaki kızlarda olumsuz beden imajı geliştirme açısından büyük bir risk oluşturduğunu biliyoruz. “Beden imajına ilişkin olumsuz duygular besleyen gençlere sosyal destek sağlanmasının önemi kaçınılmaz.” Uzman klinik psikolog Sena Kalaz şöyle devam etti: “Obezitede multidisipliner bir tedavi yaklaşımı benimsenmeli ve deneyimli bir klinik psikolog işin içine dahil edilmelidir. Bu hem psikolojik sağlığın korunması hem de olumlu bir tedavi yolunun sağlanması açısından çok önemlidir. “Davranış teknikleri çok etkili…”Obeziteye bağlı psikolojik sorunlarda davranış tekniklerinin oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Davranışsal obezite tedavisinin amacı hastanın yeme ve egzersiz davranışında değişiklik yaratmaktır ve bu bağlamda hastanın kendini izleme, hedef belirleme, dürtü kontrolü, davranış değiştirme ve olumlu pekiştirme gibi belirli becerileri kazanması beklenir. Ayrıca “bilişsel yeniden yapılandırma”, istenmeyen davranışların ortaya çıkmasına neden olan bilişsel süreçlere odaklanmaktadır. Burada amaç değişimi engelleyen olumsuz düşünceleri ortadan kaldırmaktır. “Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–