Rusya'dan Kuzey Kore'ye seyahat eden turistler, ülkenin en modern tatil beldesinde kayak yapmadan önce Pyongyang'da mola verecek.
Kuzey Kore, ülkenin Ocak 2020'de Kovid-19 karantinası sırasında yabancılara sınırlarını kapatmasından bu yana ilk kez ziyaretçi ağırlamaya hazırlanıyor.
Rus devlet haber ajansı Tass, Rus turistlerin kayak tatili için Kuzey Kore'ye gideceklerini duyurdu.
Şubat ayında yapılması planlanan tur, salgından bu yana Kuzey Kore'ye ilk turistlerin Kuzey'in en büyük diplomatik müttefiki ve ekonomik kanalı olan Çin'den gelmesini bekleyenler için sürpriz oldu.
Vostok Intur turizm acentesinin internet sitesinde dört günlük gezinin 9 Şubat'ta başlayacağı belirtiliyor. Tass ve turizm acentesine göre paketin fiyatı kişi başı 750 dolar.
Rus turistler nereye gidecek?
Tass'a göre Rusya'nın Uzak Doğu bölgesi Primorye'den belirtilmeyen sayıda turist ilk olarak Kuzey Kore'nin başkenti Pyongyang'a uçacak.
Burada, adını Kuzey'in yol gösterici felsefesi “juche” veya kendine güvenden alan “Juche Idea Tower” gibi anıtları ziyaret edecekler.
Tass, turistlerin daha sonra ülkenin en modern kayak merkezinin bulunduğu doğu kıyısındaki Masik Geçidi'ne yöneleceklerini yazdı.
Turizm acentesinin tanıtım makalesinde, “Kış sporlarını sevenler için kendinizi gerçek bir cennette bulacaksınız! Burada hem uzman kayakçıların hem de yeni başlayanların ihtiyaçlarını karşılayacak, farklı zorluk seviyelerinde inanılmaz pistler bulacaksınız.”
Tass, gezinin Primorye bölgesi valisi Oleg Kozhemyako ile Kuzey Koreli yetkililer arasında varılan anlaşma uyarınca düzenlendiğini bildirdi.
Kozhemyako, ekonomik ilişkilerin iyileştirilmesine ilişkin görüşmelerde bulunmak üzere Aralık ayında Pyongyang'a gitti. Gezi öncesi Rus medyasına yaptığı açıklamada turizm, tarım ve ticaret iş birliğini görüşmeyi beklediğini söyledi.
Pandemiden önce Çinli turistler ilk sıradaydı
Kuzey Kore, ABD liderliğindeki tecrit ve yaptırımlardan etkilenen ekonomisini canlandırma çabalarının bir parçası olarak pandemi dönemindeki kısıtlamaları kademeli olarak hafifletiyor ve uluslararası sınırlarını açıyor.
Ağustos ayında Güney Kore casus servisi, Kuzey Kore ekonomisinin 2020'den 2022'ye kadar her yıl küçüldüğünü ve geçen yılki gayri safi yurtiçi hasılasının 2016'ya göre %12 daha düşük olduğunu duyurdu.
Seul'deki Ulusal Kore Birleşme Enstitüsü'nün eski başkanı Koh Yu-hwan, “Kuzey Kore için turizm, uluslararası yaptırım rejimi altında döviz kazanmanın en kolay yoludur” dedi. Pyongyang'ın sonunda Kuzey Kore'yi Çinli turistlere açmasını beklediğini belirtti.
Seul'deki Kyungnam Üniversitesi Uzak Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nden profesör Lim Eul-chul, Kuzey Kore'nin Çinli turistlerden önce Rus turistleri kabul etmesinin, Kim Jong Un'un Rusya ile ortaklığını güçlendirmeye odaklandığını bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Eul-chul, Kuzey Kore ve Rusya'nın diğer alanlardaki işbirliklerini genişletmesi gerektiğini söyledi.
Ancak salgından önce Kuzey Kore'ye gelen toplam uluslararası ziyaretçilerin yaklaşık %90'ını Çin'den gelen turistler oluşturduğundan, Çin'e seyahatin yeniden başlaması muhtemelen çok daha büyük bir gelir kaynağı olacak.
Başka yabancı turistler de ziyaret edebilecek mi?
Uzmanlar, 2019 yılında Kuzey Kore'yi rekor sayıda yaklaşık 300.000 yabancı turistin ziyaret ettiğini ve bunun sonucunda Kuzey Kore'nin 90 ila 150 milyon dolar arasında gelir elde ettiğini söylüyor.
Seul'deki Ewha Üniversitesi'nden profesör Leif-Eric Easley, “Rusya'dan gelen ziyaretçilerin Kuzey Kore için mali açıdan Çin'den gelen daha fazla ziyaretçi kadar karlı olması pek mümkün değil” dedi.
Ekonomik zorluklar ve ABD ile yaşanan güvenlik gerilimleri nedeniyle Kim, 26 milyon nüfusu üzerindeki kontrolünü sıkılaştırırken, Kuzey Kore'nin uluslararası turizmi ne kadar hızlı genişleteceği belirsiz.
Gözlemciler, kamu sağlığı altyapısı zayıf bir ülke olan Kuzey Kore'nin de bulaşıcı hastalıklara karşı dikkatli olduğunu söylüyor.
Lim, Kuzey Kore'nin muhtemelen sınırlarını “oldukça sınırlı ve kademeli bir şekilde” daha da açacağını belirtti.
Easley, “Kim rejimi için uluslararası turistler ekonomik fayda vaat ettiği kadar ideolojik kirlenme riski de taşıyor” dedi. dedi.